Yirminci yüzyıl popüler kültür ikonu haline gelen ressam, resimlerinin yanı sıra Rus devrimci Lev Troçki ve kocası ressam Diego Rivera ile hayli tutkulu, inişli çıkışlı ilişkileri ve politik görüşleri ile öne çıkmaktadır. Kahlo’nun sanatı, sürrealist olarak tanımlanmışsa da kendisi bu tanımı reddetmiş, kişisel gerçekliğini tuvale aktardığı için sürrealist olmadığını ifade etmiştir. Kahlo, 18 yaşında geçirdiği trafik kazasından sonra yaşamı boyunca otuz beş kez ameliyat olmak zorunda kalmıştır. Eserlerinde bu kazanın yarattığı travma ve özel hayatında yaşadığı dalgalı ilişkilerin izleri bulunmaktadır.
Bu tablo da, Frida Kahlo’nun hemen her eseri gibi kendisini farklı yorumladığı bir otoportresidir. Frida yarı Avrupalı, yarı kızılderili olduğundan kendini melez Meksikalı anlamına gelen “mestiza” olarak tanımlamaktaydı. Bu tabloda Frida, kendini İsa ile bir Aztek tanrıçasının karışımı şeklinde betimleyerek hem kurban hem de her şeye gücü yeten bir kadın olduğunu vurgulamaktadır. Tabloda sanatçının kaşları ortadan birleşmiş, bıyıkları belirgin, dudakları küçük ve büzüşmüştür. Dudaklarındaki kırmızı dışında yüzünde hiç makyaj yoktur. Erkeksi yönü kadınsallığından daha yoğundur. Saçlarında sonsuzluk sembolü şeklinde soluk kırmızı bir kurdele, ve kurdele üzerinde kelebekler durmaktadır. Başının üzerinde iki helikopter böceği havada asılıdır. Frida’nın sol omzunda siyah bir kedi vardır. Sağ omzunun üzerinde bulunan yavru maymun ise sanatçının boynundaki dikenli karışık dallardan oluşan kolyeyi tutmaktadır. Dikenler boynunu kanatmıştır. Üzerinde düz beyaz yuvarlak yakalı bir kıyafet vardır. Dikenli kolyenin ortasına asılı, kuş bakışı çizilmiş ölü bir sinek kuşu gagasından aşağıya doğru durmaktadır. Kolyenin dikenli dalları omuzlarına kadar uzanmaktadır. Arka planda yeşilin çeşitli tonları ve ara ara sarıya çalan büyük yapraklı bir bitki bulunmaktadır.