El Greco, o tarihlerde Venedik idaresinde olan Girit’te doğdu. El Greco’nun dramatik ve dışavurumcu üslubu çağdaşlarınca tam olarak anlaşılamadı ve ancak 20. yüzyılda takdir edildi. Sanatçı, dışavurumculuğun ve kübizmin öncüsü olarak kabul edilir. Kişiliği ve eserleri Rainer Maria Rilke ve Nikos Kazancakis gibi edebiyatçılara ilham kaynağı olmuştur. El Greco genel resim akımlarından bağımsız, şahsına özgü bir sanatçı olarak yorumlansa da, resimlerindeki uzun figürler ve tuhaf renk seçimi, batı resmiyle Bizans resminin bir bileşimi olarak kabul edilir.
Çobanların Tapınması adlı eserinde kullanılan ışıklandırma ve gölgelendirme, esere ilginç bir hava katmaktadır. Eserin tam ortasında beyaz kumaşın üstünde ve insanların ellerinde bir bebek vardır. Bu bebek parlamaktadır ve eserde başka bir ışık kaynağı olmadığından bütün gölgelendirmeler ona göre yapılmıştır. Bebeğin etrafında 5 kişi bulunmaktadır. Herkes bebeğe hasretle ve umutla bakmaktadır. Yüzlerine vuran ışık nedeniyle herkesin yüzü bembeyazdır. Bebeğin etrafındakilerden dördü erkek diğeri ise bir kadındır. Erkeklerden biri sakallı ve yaşlıdır. Sakallı ve yaşlı olanın üzerinde turuncumsu bir giysi bulunmaktadır. Onun yanında, ayakta duran kişinin üstünde parlak sarı, uzun bir giyisi vardır. Daha sonra onun yanında yeşil parlak kıyafetli kısa bir adam vardır. Onun solunda ise kırmızı kıyafetli, başında bol bir örtü olan bir kadın vardır. Bu kadın parlak kırmızı bir elbise giymektedir. Son olarak mavi kıyafetli erkek, bebeğe mutlulukla elini uzatmaktadır. Arka plan belli değildir ve bunun nedeni de bebekten etrafa saçılan ışığın çok parlak olmasıdır. Tablo kareye yakın yatay kullanılmıştır.